Kaşar
evladım oradan karışık bir tost yap
yanında çayı büyük olsun, ama içinde kaşarı az olsun
evladım oradan karışık bir tost yap
yanında çayı büyük olsun, ama içinde kaşarı az olsun
Gözlerinin rengiyle
Küçücük ellerinle
Yüzünde ki gülüşlerin ile
Kirpiklerin ve zülüflerin ile
Yaşamda !… Attığın ilk adım önemlidir,
sonra ki onu takip eder…
Giydiğin kumaş bir gün solar
Söylediğin söz acıysa kalbi yorar
Bir tatlı söz,bir güzel gülüş
Nerede olursan ol,herkes seni anar
Ey sevdiğim dilber
Gel iyileşsin gönüller
Bahar olsun, neşe olsun
Yaşayacağımız her günler
Dedim ki kalbine bir nazarlık takayım,
Üzerler kırarlar nazar eylerler
Olmaz dedin, sonra dedin gülerler
Düşüncelerim bugün firarda
Gece olmuş bilmem saatin kaçı
Kafa azıcık keyifli,yaş yetmiş iş bitmiş
Gözlerim desen hep hovarda
Yol oldum gelip geçsinler diye
Dal oldum, tutunup yaşasınlar diye
Şarkı oldum, dans edip eğlensinler diye
Kitap oldum, okuyup gelişsinler diye
yalnızlığın rıhtımın da
bir ben tek başıma
bir de umutlarım var
yanı başım da
ah şu deli sevdam da olma sa
Sen orada bensiz,
Ben burada sessiz,
Can sarılmak ister canana ,
Kokusu ilaçtır bana fark etmez
Ha terli ha tersiz..
Bana niye şiir yazmıyorsun diyorsun ya !..
Bak güzelim, ben sevmediklerime şiirlerimi,
Gördüğün gibi !..
Sevdiklerime ise ömrümü adıyorum
Ne olursan ol, kim olursan ol, insan olman yeterlidir..
Bu sabah haberlerde Stephen Hawking ölümünü duyan 15 yaşında ki
Cebinde ki paran dır ,
yaşamın güzelliğini belirleyen..
Bizim türkülerimiz hangi dilden söylenirse söylensin
yaşartır gözlerimizi, acıtır hep içimizi, buruk bırakır yüreklerimizi,
Pir Sultandan Madımak’a, Hatayi’den beri söyleriz
Mutluluk dediğin nedir ki be usta..
Her şey senin olsa, benim olsa
Faydası nedir ki be usta..
Altısı üstü iki metrelik bir bez,
Ah şu egolar, ah şu egolarımız olmasa,
Senlik benlik olmasa,
Her şey eşit düşünülse ve aynı değerde görülse !
Ne hasretlikler olur ne kalp kırmalar,
Haydi bugün içelim
İçelim de kendimizden geçelim
Bir sağa bir sola
Ziksak çizerek gezelim
Gidiyorum ! Nereye diye sormayın ?
Belki bir dağ başına belki bir ovaya,
,Gidiyorum işte cehennem dediğiniz yere.
Sizin olsun uğruna kan döktüğünüz cennet,
Kar yağıyor ince ince, tıpkı sen gibi ince.
Yağan kar üşütüyor bedenimi, sen ise dondurdun beni…
Göz yaşlarının rengi olmadığı gibi,
ölümlerinde rengi yoktur,
Sadece geride bıraktığı acılar vardır !